Loading...
2024-08
13:30
logoEyüpspor
-
logoSamsunspor
-
2024-08
16:00
logoKayserispor
-
logoAlanyaspor
-
2024-08
16:00
logoSivasspor
-
logoGalatasaray
-
2024-08
19:00
logoBaşakşehir
-
logoHatayspor
-
2024-08
13:30
logoKeçiörengücü
-
logoİstanbulspor
-
2024-08
16:00
logoBoluspor
-
logoAnkaragücü
-
2024-08
16:00
logoGençlerbirliği
-
logoF. Karagümrük
-
2024-08
19:00
logoPendikspor
-
logoSakaryaspor
-
2024-08
14:00
logoAnkara Demir
-
logoGiresunspor
-
2024-08
14:00
logoBeyoğlu Y.Çarşı
-
logoVanspor FK
-
2024-08
14:00
logoBld. Derincespor
-
logoKaraman FK
-
2024-08
14:00
logoBucaspor 1928
-
logoMenemen FK
-
2024-08
14:00
logoDiyarbekirspor
-
logoArnavutköy Bld.
-
2024-08
14:00
logoKaracabey Bld
-
logoElazığspor
-
2024-08
14:00
logoSerik Bld
-
logo68 Aksaray
-
2024-08
14:00
logoSomaspor
-
logoErbaaspor
-
2024-08
14:00
logoYeni Mersin İY
-
logoNazilli Spor
-
2024-08
14:00
logo24 Erzincanspor
-
logoBeykoz A.Ş.
-
2024-08
14:00
logoAfyonspor Kulübü
-
logo1461 Trabzon FK
-
2024-08
14:00
logoAltınordu
-
logoİskenderunspor
-
2024-08
14:00
logoİnegölspor
-
logoKaraköprü Bld.
-
2024-08
14:00
logoKastamonuspor
-
logoSincan Bld Ankaraspor
-
2024-08
14:00
logoKepezspor A.Ş
-
logoAltay
-
2024-08
14:00
logoKırklarelispor
-
logoFethiyespor
-
2024-08
14:00
logoSarıyer
-
logoAdana 01 FK
-
2024-08
17:00
logoFulham
-
logoArsenal
-
2024-08
17:00
logoIpswich Town
-
logoBournemouth
-
2024-08
17:00
logoLeicester City
-
logoBrighton
-
2024-08
19:30
logoTottenham
-
logoChelsea
-
2024-08
18:00
logoWest Bromwich
-
logoSheffield Utd
-
2024-08
17:30
logoWolfsburg
-
logoMainz
-
2024-08
19:30
logoHoffenheim
-
logoFreiburg
-
2024-08
16:00
logoLeganes
-
logoR. Sociedad
-
2024-08
18:15
logoAth. Bilbao
-
logoVillarreal
-
2024-08
20:30
logoOsasuna
-
logoAlaves
-
2024-08
23:00
logoAtl. Madrid
-
logoSevilla
-
2024-08
23:00
logoGirona
-
logoReal Madrid
1
2024-08
14:30
logoFiorentina
-
logoCagliari
-
2024-08
17:00
logoHellas Verona
-
logoEmpoli
-
2024-08
20:00
logoVenezia
-
logoComo
-
2024-08
22:45
logoNapoli
-
logoLazio
-
2024-08
22:45
logoRoma
2
logoLecce
1
2024-08
17:00
logoLens
-
logoMontpellier
-
2024-08
19:00
logoNantes
-
logoRennes
-
2024-08
19:00
logoStrasbourg
-
logoReims
-
2024-08
22:45
logoSt Etienne
-
logoMarsilya
-
2024-08
23:00
logoAngers
-
logoLyon
1
2024-08
14:15
logoGroningen
-
logoZwolle
-
2024-08
16:30
logoAZ Alkmaar
-
logoAjax
-
2024-08
16:30
logoWillem II
-
logoHeerenveen
-
2024-08
18:45
logoAlmere City
-
logoUtrecht
-
2024-08
23:00
logoHeracles
1
logoF. Sittard
2
  1. Haberler
  2. Kıbrıs
  3. Dilek Kırıcının Su Kavuklu ile röportajı.. Herkesin merak ettiği Tarsan markasının merak edilen detayları…

Dilek Kırıcının Su Kavuklu ile röportajı.. Herkesin merak ettiği Tarsan markasının merak edilen detayları…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hep annem gibi olmak isterdim.

Eve topuklu ayakkabılarla gelirdi.

Evin içinde dolaşırdı.

Elinde telefonla konuşurdu.

Bu hep benim aklımda kalan görüntüydü.

Açıkçası hep işletmeci olmak istemiştim.

 

Kendisiyle röportaj için sözleştiğimiz Girne Tarsan’da buluşana kadar hep merak ettiğim genç güzel, ismi gibi su gibi, hatta annesi gibi yüzü hep gülen ama yaptığı işe hâkim bir “iş kadını” çıktı karşıma.

Tarsan’a gitmişsinizdir.

Hani içeri girer girmez size bir ferahlık verir. Kendinizi özel hissedersiniz. Sanki ürünlerin tamamı mutfakta anneniz tarafından hazırlanmış gibidir.

Gördüğünüz her ürünün alıp tadına bakmak isterseniz.

Hem alıştığınız tattır. Hem de unutmak istemediğiniz lezzetlerdir.

Ekmeğin kokusu, peksemetin susamı…

Bu sıcak yaz günlerinde limonata da ikramdır.

Dondurma keçi sütünden.

Limon bahçeden.

Sevgili Dimağ ÇAĞINER ile konuşurken söylemişti Tarsan için Su ile görüş demişti.

Hemen aradım.

Hiç ikiletmedi o zarif alçak gönüllü üslubuyla telefonda sohbet ettik, anlaştık ve buluştuk.

Gerçekten İçim hanım kopyasını dünyaya getirmiş.

Yüz mimiklerinden yüzündeki gülümsemeye, ses tonundan giyim stiline kadar İçim hanımın gençliği.

Yeniliklere açık, riske girmekten çekinmeyen iş dünyasını, yenilikleri takip eden yaptığı her yeni ürünün içindeki muhteviyatından emin bir kadın işletmeci var şimdi karşımda..

Sohbetimize geçmeden beni fazlasıyla etkilediği bir alan daha var onu da aktarmam lazım.

“Anne baba ve dayı ile çalışmak sana daha da güven veriyordur” gibi sohbete girdiğimiz bir yerde…

Üç kardeş olduklarını kendinden sonraki kardeşinin de üniversite hayatının tamamladığını onunda şirkete dahil olacağını küçük kardeşinin daha ortaöğretimde olduğunu ama bir kardeşi daha olduğunu onunda çok yakında aramızda olacak müjdesini verince tabii ben de sordum.

“Hani üç kardeştiniz?”

“Evet, o da dayımın kızı (Dimağ Çağıner) o da eğitimini tamamlıyor çok yakında aramıza katılacak. Dayımın oğlu ama biz hep kardeşiz”

İşte mesele bu

Kıskançlık gütmeden büyük düşünebilmek.

Sevgiyle geniş bir ailede büyümüş, anane ve dede gibi figürler hamuruna karışmış, fikirlerde özgür bırakılmış, güzel eğitim almış, genç bir  İşletmecinin Su Kavuklunun hikayesi…

En kolay nasıl başlanır röportaja diyorum içimden…

Sen kendini nasıl anlatırsın?

 

Koç Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden 2020 yılında mezun oldum. Mezuniyetim sonrasında Kıbrıs’a geldim. Kıbrıs’a geldikten sonra aile işletmemize  döndüm. Aile işletmemize döndüğüm dönemde pandemi patladı. Üniversiteyi bitirince otelimiz Acapulco Resort Otel’de ‘iş hayatına başlarım şeklinde düşüncelerim’ vardı. Ancak pandemi koşullarında pek bu mümkün olmadı.  O dönemin koşullarında da hangi işi yapabilirim noktasını düşünerek arayış içerisine girdim. Bizim Tarsan Çiftlik   adında da bir çiftliğimiz var.  Tarsan Çiftlik, 1993 yılında kuruldu.  Çiftliğimiz o dönemlere kadar kendi otelimiz için üretim yapmaktaydı.

Araya giriyorum ve biraz daha geriden başlayalım çocukluğunu da anlat. Ananen ve deden ile nasıl çocukluk geçirdin?

Ananem beni büyüttü birlikte bir hayatımız vardı evde. Annem babam kardeşlerim ve annanem.  Çok mutlu bir hayatımız vardı.

 Ben hep küçüklükten beri rol model kendime annemi aldım. Hep annem gibi olmak isterdim. Eve topuklu ayakkabılarla gelirdi. Evin içinde dolaşırdı. Elinde telefonla konuşurdu. Bu hep benim aklımda kalan görüntüydü. Açıkçası hep işletmeci olmak istemiştim. Bu istekle büyüdüm.

Okul seçme döneminde biz daha öncesinde ananemle birlikte Koç Üniversitesini ziyaret gitmiştik. Başka bir arkadaşımın vasıtasıyla ona üniversite bakıyorduk. Koç Üniversitesini görünce dedim ki bu benim istediğim okul. Ben burayı kazanmak istiyorum. İstanbul’a da ayrı bir sevgim var. İstanbul aşığıyım diyebilirim.

Dedim ki benim okumak istediğim okul bu. Ailem daha çok “işte bak İngiltere seçeneğin de var. Oraya da gidebilirsin orda da çok güzel okullar var.” Hatta beraber gittik İngiltere’deki okulları ziyaret ettik. Ben aşağıya bile inmedim arabadan. O kadar bir kararlıydım yani. Net bir şekilde kararımı vermiştim “Koça” gitmek istediğimi ve çok şükür Koç Üniversitesini de kazandım. İşletme okumak istediğim de öncesinden belliydi.

Üniversite çok keyifli bir süreçti. Kendimi buldum diyebilirim. Neyi sevip neyi sevmediğimi anladım. İlk defa yalnız kaldığım bir dönemdi. Okulumu çok keyif alarak okudum.

Gelelim Tarsana…

Tarsan nasıl başladı?

“Şirketimizi dedem kurmuştu”

Tarsan 1993 yılında hizmete başladı.  Şirketimizi dedem kurmuştu yani var olan bir şirketti. Otelde bir dönem hammadde açığı ortaya çıktı.  O dönemlerde de et kolaylıkla bulunamıyordu.  Aynı zamanda süt ürünlerinin de bulunmasında sıkıntılar yaşanıyordu.  Dedemin de aile geçmişinde çiftçilik vardı. Dolayısıyla dedemin çiftçiliğe ve hayvancılığa özel bir ilgisi vardı. Keçi sütüyle büyütüldüm diyordu hep. O yüzden hayvanlara bir ilgi vardı. Küçükbaş ve büyükbaş vardı. Elde edilen sütle hellim yapılıyordu.  Aynı zamanda otelin et ihtiyacını karşılıyordu. Bu şekilde kuruluşu var Tarsan’ın…

Tarsan ile halkımızın buluşması pandemi döneminde başlıyor.

“Kardeşimin kurduğu web sitesi üzerinden ürünlerimizi satmaya başladık”

Ancak halkımızın Tarsan Çiftlik ile tanışması pandemi dönemine denk gelir. O dönemde de  en ufak kardeşim Arhan Kavuklu  bir web sitesi kurmuştu. Çiftlik çatısı altında üretilen ürünlerimizi stok yapıyorduk. O dönemin koşullarında stoğumuz çok fazla olunca kardeşimin kurduğu web sitesi üzerinden ürünlerimizi satmaya başladık. Satışlarımız da oldukça iyi gidiyordu. Benimde Tarsan’la tanışmam o döneme denk gelir. Ve bunun en güzel tarafı halkımızın yerli üretime vermiş olduğu destektir. Bu desteğin çok değerli olduğunu düşünüyorum.

 

“Kendi ürünlerimizi satabileceğimiz bir mağaza oluşturduk”

Dünyada birçok örnek var fakat bildiğim kadarıyla bu alanda hizmetimizin benzeri ülkemizde yoktur. Üretimden mağazaya dönüştük. Sonrasında İngiltere’nin ve Türkiye’de birkaç firmanın çalışmalarını inceleyerek rol model aldık. Ve sadece kendi ürünlerimizi satabileceğimiz bir mağaza oluşturduk.  Mağazamıza müşterilerimiz geldiğinde rahat vakit geçirebilmeleri için de cafe konseptini de ekledik.  Ve bu şekilde bizim Tarsan gurmelerin yolculuğu başlamış oldu.

Güzel bir soruyla hemen araya giriyorum.

Tarsan ürünleri ile dışarıda marketlerde, kasaplarda, pastanelerde satılan ürünler arasında fark var mı?

 

“Tüm koşulların hijyenik olarak yapılmasına dikkat ediyoruz”

Ette farkımız şu…

Bizim besi çiftliğimiz var. Etlerimizi biz çiftlikte üretiyoruz. Hayvanlarımızın yediği yemden, içtiği suya kadar kontrol edebiliyoruz. Bu yüzden insanların sağlığı için uygun olan ürünlerle doğal beslemeye özen gösteriyoruz. Daha sonra kendi mezbahamızda hijyenik ortamda kesimleri yapıyoruz. Hayvanların hijyenik şartlara uygun kesiminin yapılması sağlık bakımından önemli. Bizde firma olarak bu hususa önemle dikkat ediyoruz. Sonrasında kestiğimiz etin parçalanmasından hamurger etinin yapılmasına kadar tüm süreci biz kontrol ediyoruz. Aksayan hiçbir şeyin olmamasına dikkat ediyoruz.

“Halkımızın güvenerek tüketebileceği ürünleri piyasaya sunuyoruz”

Tüm koşulların hijyenik olarak yapılmasına dikkat ediyoruz. Fabrikamızda mühendislerimiz ve alanında uzman isimlerle çalışıyoruz. Aslında Tarsan’ın arkasında çok büyük bir ekip vardır. Kendimizin yemediği ürünü halkımıza yedirmiyoruz. Halkımızın güvenerek tüketebileceği ürünleri piyasaya sunuyoruz.

“Ürünlerimiz katkısız ve doğaldır”

Ekmek üretimimizde ise şu noktalara dikkat ediyoruz. Ekmeklerimiz ekşi mayalıdır.  Ekşi mayalı ekmek en sağlıklı ekmek türüdür ve içinde hiçbir katkı maddesi yoktur. Ve ürünlerimiz katkısız ve doğaldır. Ekşi mayasından üretiyoruz ve ekşi maya bilindiği üzere zor bir üründür.

Buğday kalitesinde durum nedir?

Biz firma olarak iki yıldır kendi buğdayımızı kendimiz üretiyor ve ürettiğimiz buğdaylardan ekmek yapmaya çalışıyoruz. Geçen yıl başarılı sonuçlar aldık, bu yılda bu başarıyı sürdürdük. Buğdaylarımızı fabrikada öğütüyoruz.  Bu alanda uzman sertifikası olan firmalardan hizmet alıyoruz. Yetmediği noktada da kaliteli buğday üreticilerinden tedarik ediyoruz.

“Dondurmalarımızı çiftliğimizden elde ettiğimiz keçi sütünden üretiyoruz”

Tattığım en lezzetli dondurma Pameo… nasıl bir dondurma yaptınız tüm marklara dur şur da diyor. Yani dondurmacılıkta aileden gelmediğine göre burada ki başarının sırrı nedir?

Firma olarak bu ürünümüzde de gerçek hammaddeden yola çıkarak üretim yaptık. Gerçek hammaddenin kullanılmadığı hiçbir ürün kaliteli çıkamaz. Gerçek süt kullanıyoruz. Dondurmalarımızı çiftliğimizden elde ettiğimiz keçi sütünden üretiyoruz. Aynı zamanda kullandığımız meyveler gerçek meyvelerdir. Çikolatamızı Belçika’dan getiriyoruz. Gerçek hammadde kullanınca üründe doğalında kaliteli ve güzel oluyor.

Pameo adı?

Yaklaşık iki yıldır bu projemiz üzerinde çalışıyoruz. Çıkışımız şöyle oldu:  Tarsan’ın dondurma üretimi vardı fakat biz farklı bir marka ismiyle yola devam etmek istedik. Dünya kalitesinde bir ürün yapmak istedik. Bu bağlamda makinelerimizi değiştirdik. Sonrasında isim konusunu düşündük. Ben dondurmanın tarihini araştırdım. Ve araştırmalarımda dondurmanın ilk üretildiği ülkenin Sicilya olduğunu öğrendim. Sicilya’nın başkenti Palermo idi. Bu isimden hareketle Pameo oldu. İtalya sokaklarında dolaşırken bu isim içimize sindi. Ailemizde destek verdi.

“Şevkle üretiyoruz”

Pameo ile ilgili çok güzel dönüşler alıyor ve mutlu oluyoruz. Motivasyon olarak yansıyor. Üretmenin en güzel yanı da budur. Çok güzel yorumlar var.  Şevkle üretiyoruz. Ustalarımızla da paylaşıyoruz. Daha fazla  talep karşısında da alt yapımızı oluşturduk. Kalitemizi kaybetmeden talepleri karşılayacak noktadayız. Bizim en çok önem verdiğimiz husus kaliteli maddedir. Bu doğrultuda da üretim kapasitemiz ve altyapımız  mevcuttur. Firma olarak bizler üretime çok önem veriyoruz. Çünkü ürettikçe adamızın çok daha fazla özgürleşeceğine inanıyoruz. Üreten insanlarımıza çok değer veriyoruz. Üretimin öneminin farkındayız ve gereken önem ile desteği veriyoruz. Üretim bizim özgürlüğümüzdür.

“Ülkemizde turizmin daha da gelişmesi gerektiğine inanıyorum”

Biraz da dede mesleğini konuşalım. Annen Baban Dayın çok başarılı, sektörün öncüleri…

Turizm hakkında neler söylemek istersin?

Turizim ülkemiz için ve dedemizin mesleği olduğu için ayrıca önem veriyoruz. Biz turizm ile kalkınan bir adayız. Çok güzel doğal zenginliklerimiz var. Geleneksel tatlarımızdan tutunda havamızın temizliğine varana kadar ayrıca çok özel bir ülkede yaşıyoruz. Ülkemizde turizmin daha da gelişmesi gerektiğine inanıyorum. Çok güzel otellerimiz ve otellerimizi destekleyen gruplar var fakat devletimizinde bu noktada sektöre destek olması gerekiyor. Ülkemize gelen turistler için ülke olarak verdiğimiz izlenim oldukça önemlidir.  Havalimanından otele varana kadar yollarımızın daha iyi olması gerekiyor. Özellikle Girne bölgesinde şehir içerisinde oteller için ulaşımda sorunlar var.

Biraz konuları değiştirelim.

Eşin ile nasıl tanıştın? Aşk evliliği mi? Evliliğiniz nasıl gidiyor? Gençlerimize güzel bir evlilik için neler önerirsin?

 

Acapulco’da tanıştık. Eşim turizmci. Daha önce yurt dışında birçok otelde çalıştı. Ardından adaya döndü. Biz de Acapulco’da tanıştık. Eşim, otelde çalıştığı için annemle daha önce tanışmıştı. Annem, eşime yeni projemiz olan unlu mamüller fabrikamızdan bahsetti ve gelip görmesini istedi. Ben de o zaman Tarsan kısmı ile ilgileniyordum ve eşimle tanıştım. Şu an, eşim ile aynı işi yapıyoruz. Bizim aynı iş yerinde olmamızın, evliliğimize ayrı bir desteği var. Eşim ile birbirimizi tamamlıyoruz diyebilirim. Evlilikte aynı dilden konuşmak, eşlerin birbirine destek olması, birbirlerini anlaması ve iletişim kurabilmesi çok önemlidir. Bunların yanı sıra iki kişinin arasında sevgi ve saygı da olursa ilişkinin çok güzel gideceğine inanıyorum. Evlenmeden önce kişilerin birbirini iyice tanıması “hayattan aynı şeyleri mi istiyoruz”un cevabının bulunması gerekir.

 

“Güzel bir çocukluk geçirmemin temel yapı taşları şüphesiz ki anneannem ve dedemdir”

Dedeniz ve anneannenizin üzerinizdeki etkileri neydi ? Size nasıl bir çocukluk yaşattılar?

Ben çok güzel bir ailede büyüdüm. Bu yüzden her gün Allah’a şükrediyorum. Güzel bir çocukluk geçirmemin temel yapı taşları şüphesiz ki anneannem ve dedemdir. Dünyaya geldiğim günden beridir her zaman yanımda olan ikinci annem dediğim anneannem benim için çok farklıydı. “Anne” diye hitap ediyordum ananeme.. Anneannemin sevgisi ve şefkati ile büyümek bana kendimi çok şanslı hissettiriyor. Bizi her zaman destekledi. Anneannem olmasının yanı sıra arkadaşımdı her yere beraber gidiyorduk beni arkadaşlarıyla buluşmalara oturmalara da götürüyordu. Onunla pasta yapabilmek tatlı yapabilmek birlikte vakit geçirirdik. Ben aile kavramını anneannem ile birlikte öğrendim.

Anneannemi kaybettiğimde çok sarsıldım.

Anneannemi kaybettiğimde çok sarsıldım. Çünkü, herhangi bir hastalığı yoktu ve bir akşamüzeri ansızın vefat etti. Bundan kaynaklı bizim için çok büyük bir travma oldu. Hayatımın yeni başlangıcı olan bir dönemde böyle bir kayıp yaşamak çok zordu. Ben çocukluğumu hep anneannemle geçirdim. Dedem bizim için hep çalışan adam figürüydü.

Anneannem vefat ettikten sonra gençlik yıllarımı hep dedemle geçirdim.

Dedem, hayatı öğrenmem için hep Türkiye’de okumamı istiyordu. İşletme okumam konusunda dedemde benim ile hemfikirdi. Okulu bitirip adaya döndükten sonra dedem seninle 2 yıl geçireceğim ve ardından ben emekli olacağım dedi ve ben hep gülerdim. Çünkü bana göre dedem çalışmayı çok seviyordu. Ama gerçekten dedem iş hayatında benimle iki yıl geçirdi. Dedemin (Ünal Çağıner) bakış açısı, olayları önceden görme yetisi ve bana verdiği tecrübeler benim için çok değerlidir.

Dedemin bilgileri bana göre, yaşam deneyiminin bilgelikle harmanlanmış halidir. Böyle bir dedeye ve anneanneye sahip olduğum için şükrediyorum. Dedemin öngörüleri çok yüksekti. Şimdi artık biz bir aileyiz üç kardeşiz ama dört kardeş te diyebiliriz. Dayımın da kız var (Dimağ Çağıner) Biz hep birlikte kardeşiz. Aralarında en büyük benim. Ortanca kardeşimde işe başlayacak masterini tamamlıyor.

 

“Sen başarırsın ve yaparsın mesajlarını görebiliyorum…”

Anne ve babanız iş yaşamınızda gösterdiğiniz performansı nasıl değerlendiriyor?

Sanırım, annem de beni takdir ediyor. Başarılarımdan mutlu olduğunu görmek benim için çok değerlidir. Aile işletmelerinde, ailenin büyükleri gençlerin yapacağı yeniliklere biraz önyargılıdır ve değişiklikleri kabul etmek istemiyorlar. Bizim en büyük şansımız, ailemizin fikirlerimizi önemsemeleri, destek vermeleri ve elimizden tutmalıdır. Ailemin bu yaklaşımını çok seviyorum. Benden sonra gelecek dördüncü nesile ailemden gördüğüm gibi destek olacağım. Ailemizden aldığımız destek, bizim için çok önemlidir. Sürekli gözlerinde, sen başarırsın ve yaparsın mesajlarını görebiliyorum.

“ Kıbrıs’ımızı yaşatmak için çalışmalıyız”

Ülke politikaları ile baş edebilmek için size göre nasıl bir politika izlenmelidir?

Benim siyaset ile çok ilgim yoktur. Fakat, siyaset hayatımızın her noktasındadır. Bana göre, bizim yaşadığımız sıkıntıları daha önce yaşamış ve çözüm bulmuş devletleri örnek alarak ilerlersek yol katedebiliriz. Önemli olan bir umudumuzun olduğuna inanmak ve memleketimizi sevmektir. Bu koşullar altında bütün sorunların üstesinden geleceğimizi düşünüyorum. Biz gençlere adamızı yaşatmak ve en güzel hale getirmek için sorumluluk düşüyor. Kıbrıs’ımızı yaşatmak için çalışmalıyız. Dolayısıyla gençlerimiz de artık elini taşın altına koymalıdır.

Sona doğru gelirken baştan bir soru daha…

Tarsan ile geleceğe dönük bir açılımın var mı?

Tarsan’ı öyle bir noktaya getirmek istiyoruz ki, sadece Kuzey Kıbrıs’ta bilinen değil, dünya çapında bilinen bir marka olarak görmek istiyoruz en büyük hayalim bu. Kendimizi dünyaya karşı gösterme kanıtlama çabası içerisindeyiz. En azından ben öyle düşünüyorum. Ambargolarımız var. Ama global bir dünyada yaşıyoruz kafamızda ambargolar yok.

Tarsan’ın en büyük hayali adını dünyaya duyurmak.

Ülken dışında hangi ülkede yaşamak isterdin?

Ülkemi, Kıbrıs’ı çok seviyorum. Ama nereyi deneyimlemek istersin dersen, Japonya yaşamak isterdim derim. Onların kültürü benim çok hoşuma gidiyor. insana değer veren, saygı ve sevgi duyan, özlerini kaybetmemiş olmaları,” insanı” en üst değer olarak tutmaları beni çok etkilemiştir.

Japonya’da yaşamı deneyimlemek isterdim.

Bitti.

Artık biliyoruz ki Tarsan’a girdiğimiz de, sevgili Su gibi gibi düşünen onlarca emekçinin özenle yaptığı insani hijyen değerlerinin uygulandığı katkısız doğal ürünleri, ferah bir atmosferde elimizde limonatamızla,  belki de arabamızda külahımızda dondurmamızla keyifli küçük bir zaman dilimi paylaşımı yaşayabiliriz.

Tarsanlar ve Su gibi düşünen gençlerimiz çoğalsın.

İstediğimiz de bu değil mi.

Özgür düşünebilen, cesur, çalışkan, iyi eğitimli, kültürünü yaşayan,  ah de vefayı bilecek kadar aile bağı güçlü nesiller yetiştirebilmek.

Sevgiyle kalın.

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Dilek Kırıcının Su Kavuklu ile röportajı.. Herkesin merak ettiği Tarsan markasının merak edilen detayları…
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir