Masmavi denizi, sıcak insanları ve Akdeniz’in huzurluatmosferi… Dışarıdan bakıldığında KKTC, yaşamak için ideal biryer gibi görünebilir. Ancak gerçek tablo çok farklı. Geçen yılınson araştırmalarına göre, Kuzey Kıbrıs, %65 oranla dünyanın enstresli ülkesi olarak belirlendi. Peki, bu küçük ada ülkesindestresin bu denli yüksek olmasının nedenleri neler?
Dünya genelinde insanların duygu durumlarını ölçen Gallup Global Emotions Raporu, 2024 yılına ilişkin sonuçlarınıyayımladı. Bu rapora göre Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, %65 oranla dünyanın en stresli ülkesi seçilerek 1’inci sırada yerinialdı. Bir ruh sağlığı çalışanı olarak, bunun insan üzerindekietkilerini çok net gözlemleyebiliyorum. Gündelik hayatınkoşuşturması, gelecek kaygısı, ekonomik sıkıntılar vebelirsizlikler, insanların üzerindeki yükü her geçen gün daha da artırıyor.
Bu yazıda, KKTC’de stresin neden bu kadar yaygın olduğunu vebununla nasıl başa çıkabileceğimizi konuşacağız. Çünkü stres, sadece ruh halimizi değil, tüm yaşam kalitemizi etkileyen büyükbir mesele.
Belirsizlik insan psikolojisinde en büyük stres kaynaklarındanbiri. Özellikle ekonomik ve politik belirsizlikler insanlarıngeleceğe dair kaygılarını artırıyor. Gelecek planı yapamamak, sürekli değişen koşullara uyum sağlamak zorunda olmak, insanların zihinsel yükünü ciddi şekilde artırıyor.
Belirsizliğin uzun vadede psikolojik etkileri de büyük olabilir. Sürekli stres altında yaşamak, anksiyete ve depresyon gibi ruhsağlığı sorunlarını tetikleyebilir. KKTC gibi ekonomik ve politikanlamda belirsizliğin yoğun olduğu bir ülkede, bireylerin streslebaşa çıkma yöntemlerini geliştirmesi çok önemli. Mindfulness gibi farkındalık pratikleri, stresle başa çıkmada etkili olabilir ama sistemsel çözümler olmadan bireysel çabalar da sınırlı kalabiliyor.
Biliyoruz ki beynimiz, belirsizliği sevmez. Geleceğiöngöremediğimizde, kaygı devreye girer. KKTC’de yaşayanbirçok insan için en büyük stres kaynağı da tam olarak bu: Ne olacağını bilememek.
Ekonomi belirsiz: Bugün aldığımız ekmeğin yarın kaç lira olacağını tahmin edemiyoruz.
Gelecek belirsiz: Çözüm süreci yıllardır bir kısır döngü içinde vebu da uzun vadeli plan yapmayı zorlaştırıyor.
Kariyer belirsiz: Özellikle gençler için iş olanakları sınırlı. Birçok kişi, mecburen yurt dışına göç etmeyi düşünüyor.
Bu kadar belirsizliğin içinde beynimiz sürekli “savaş ya da kaç” modunda kalıyor. Ve bu, hem psikolojik hem de fizyolojik olaraktükenmişlik yaratıyor.
2. Kimlik Bunalımı: Biz Kimiz, Nereye Aitiz?
KKTC’de stresin önemli kaynaklarından biri de hiç kuşkusuzkimlik bunalımı. Uzun yıllardır süregelen belirsizlik, toplumda biraidiyet sorunu yaratmış durumda. Ne tam anlamıyla bağımsız birdevlet olarak kabul ediliyoruz, ne de bir yere ait hissediyoruz. Bu durum, bireysel düzeyde de kimlik çatışmasına neden oluyor. Özellikle gençler, “Biz kimiz? Geleceğimiz nerede?” sorularınısıkça soruyor. Kendini bir yere ait hissedememek, gelecekkaygısını daha da artırıyor ve zihinsel zorlanmayı arttırıyor. Arafta kalmışlık hissi, hem bireylerin ruh sağlığını hem de toplumsal psikolojiyi derinden etkiliyor.
3. Stresin Günlük Hayattaki Yansımaları
Ekonomik Kaygılar: “Ay Sonu Nasıl Gelecek?”
Stresin en büyük tetikleyicilerinden biri ekonomik sıkıntılar. Kiralar almış başını gitmiş, market fiyatları her geçen gün artıyor. İnsanlar geçim derdiyle mücadele ederken, kendilerine vakitayıramıyorlar.
Ekonomik sıkıntı, sadece cüzdanı değil, ruh sağlığını da etkiliyor. Sürekli bir gelecek kaygısıyla yaşamak, anksiyete ve depresyonriskini artırıyor.
Trafik Kaosu: Günlük Hayatın Sessiz Stres Kaynağı
Trafikte geçirilen uzun süreler, sağlıksız yol yapıları, sürekliyaşanan kazalar… Zihin, zaten binbir türlü dertle meşgulken, birde yol stresi eklenince sinirler iyice geriliyor.
Özellikle sabah işe ya da okula giderken yaşanan bu stres, gününgeri kalanına da yansıyor. Beden gevşeyemediğinde, zihin de rahatlayamıyor.
Sosyal Yalnızlık: “Eğlenmek Bile Lüks Oldu”
İnsan zihni, sosyalleşmeye programlıdır. Ancak KKTC’de sosyalaktiviteler sınırlı, etkinlik alanları yetersiz, insanların sosyalleşmefırsatları kısıtlı.
Sonuç? İçine kapanan, yalnız hisseden, stresini sağlıklı bir şekildeatamayan bir toplum. Ve bu durum, depresyon oranlarını da yükseltiyor.
4. Peki, Stresi Azaltmak İçin Ne Yapabiliriz?
Stres yönetimi sadece bireysel bir mesele değil, aynı zamandatoplumsal bir konu. Hem bireysel hem de sistemsel çözümlerüretmeden, stresle başa çıkmak mümkün değil.
Bireysel Olarak Neler Yapabiliriz?
✅ Mindfulness (Bilinçli Farkındalık):
Yargısız bir şekilde odağımızı şimdiki ana vermek. Geçmişinpişmanlığı ve geleceğin kaygısı yerine, şu anın içinde kalabilmek. Bu, stresin beden ve zihin üzerindeki etkilerini azaltmayayardımcı olur.
✅ Nefesimizi fark etmek:
Stres anında “nefesinize dönmek”, sinir sistemini yatıştırır. Buradayım, mümkün olduğunca güvendeyim ve sağlıklıyım, şuanı deneyimliyorum. Kendimize bunları hatırlatmak ve telkinlervermek bile rahatlatıcıdır.
✅ Doğaya ile temas etmek, hareket halinde olmak:
İnsanoğlu doğanın ayrılmaz bir parçasıdır ve doğa her zaman iyileştiren taraftır. Ve son derece güçlü bir zihin sakinleştiricisidir. Günlük mindful yürüyüşler bile stresin etkilerini büyük ölçüdebizden uzaklaştırabilir.
✅ Sosyal medya detoksu:
Kendin için kararlar almak, kendine zaman ayırmak, sosyalmedya ve haberlerden biraz uzaklaşmak da stresten arınmanakatkı sağlayacaktır.
✅ Aromaterapi: Çiçek yağları ve hoş kokulu mumlarda stresiazaltmada ve uyku bozukluklarını gidermede faydalı olacaktır.
Toplumsal Olarak Neler Yapılabilir?
Ekonomik refahın artırılması: İnsanlar temel ihtiyaçlarınıkarşılama kaygısı içinde olmadan yaşayabilmeli.
Trafik ve altyapı düzenlemeleri: Günlük hayatı kolaylaştıranreformlar, insanların stres seviyesini düşürebilir.
Sosyal etkinlikler ve kültürel alanlar: İnsanların bir araya gelipnefes alabileceği alanların artırılması şart.
Ruh sağlığı destek programları: Daha fazla psikolojik destekmerkezi, stres yönetimi eğitimleri, mindfulness atölyeleritoplumsal huzura katkı sağlar.
Son olarak
Selda DİLMAÇ
Psikolojik Danışman
Mindfulness Academy Kurucusu