Yıllarca selülitle karıştırılan lipödem, genetik geçişten hormonal mekanizmalara, lenfatik yapıdan inflamatuar süreçlerine kadar farklı faktörlerin etken olduğu bir sağlık sorunu.
Özellikle bacaklarda yanı sıra kalça, basen, baldır ve daha ender kollarda simetrik yağ birikimiyle seyreden lipödem, çocuk yaşlara kadar indi.
Daha çok kadınlarda görülen lipödem kozmetik sorunun ötesinde. Kadınların hormonal kırılma dönemlerinde ortaya çıkıyor. Çok ender erkeklerde de görülüyor. Temelinde metabolik yağlanma bozukluğu, hormonal hassasiyet ve lenfatik akışın yavaşlaması var. Ağrısı, hassasiyeti ve şişme eğilimi olan, ilerleyebilen bir sağlık sorunu.
Beslenme uzmanı Prof. Dr. Barış Öztürk, lipödem aslında yeni ortaya çıkan bir tablo olmadığını, yıllardır hayatımızın içinde ama doğru isimlendirilmediği için görünmez kaldığını söylüyor. Öztürk’e göre, geçmişte bu hastalığı yaşayan kadınlar, ‘bölgesel yağlanma’, ‘kilo verememe’, ‘inadı kırılmayan yağlar’ ya da ‘selülit fazlalığı’ gibi başlıkların içine sıkıştırdı. Bu yüzden sanki son yıllarda ortaya çıkmış gibi algılanıyor. Oysa ki lipödem hep vardı, sadece geç tanındı.
Hem hastaların daha bilinçli olması hem de klinik gözlemlerin artmasıyla tablo daha net okunabiliyor. Kadınlar artık bedenlerinde olup biteni daha cesurca tarif ediyor. Daha fazla sayıda uzman meseleyle ilgileniyor.
Öztürk “Sorunun kendisi değil, farkındalığın, bilginin ve doğru tanının artması yeni” diyor.
Öztürk ile hem lipödemi hem de mücadelede önerdiği beslenme rejimini konuştuk:
Birkaç yıl öncesine kadar lipödemi bilmiyor, duymuyorduk. Şimdi farklı uzmanlık alanlarının ilgilendiğini görüyoruz. Meselenin sahibi kim sizce?
Son yıllarda hem sosyal medya hem de hastaların kendi deneyimlerini daha yüksek sesle paylaşması sayesinde görünürlük arttı. İnsanlar yaşadıkları tabloya nihayet bir isim buldu.
Ayrıca farklı uzmanlık alanlarının (fizyoterapiden damar cerrahisine, diyetisyenlerden endokrinolojiye kadar) tanıyı sahiplenmesi farkındalığı artırdı. Çünkü bu tablo tek bir disiplinin değil, multidisipliner yaklaşımın alanı.
“Meselenin sahibi kim?” sorusuna gelirsek; aslında kimse tek başına değil. Lipödem, metabolizma, hormonal mekanizmalar, genetik geçiş, lenfatik yapı ve inflamatuar süreçlerin kesiştiği bir durum. Bu yüzden tek bir branşa aitmiş gibi tanımlamak hem eksik hem yanıltıcı olur.
En doğrusu hastayı bütüncül ele alan, inflamasyonu yöneten, metabolik zemini düzenleyen ve yaşam tarzı odaklı çalışan ekiplerin bu alanda öncü olması.
‘Lipödem, diyete ve spora çok az yanıt veren bir yağ dokusu artışı’
Selülitle lipödem görüntü olarak benziyor. Ancak aynı şey değil. Aralarındaki fark ne?
İkisi yıllarca birbirine karıştırılsa da aslında tamamen farklı iki tablo. Selülit cildin yüzeyindeki portakal kabuğu görünümü. Estetik bir durum. Ağrı yapmaz, dokunun derin katmanlarına inmez ve yaşam kalitesini bozmaz.
